Göz

Beş duyu organımızdan biri olan GÖZ ve GÖRME, bildiklerimizin % 80 nini öğrenmemizi sağlayan yoldur. Göz, kafatası içinde 25 cm3 orbita kemik yuvasına yerleşmiş, 7 gr ağırlığında top şeklinde, ön kısmı şeffaf bir küredir. Her gözün yukarı, sağa, sola ve yanlara kontrollü hareketini sağlayan altı kası vardır.

Işık enerjisinin kimyasal enerjiye dönüşmesi, gözün iç arka tabakasında gerçekleşerek, elektrik uyaranı olarak, göz siniri aracılığı ile beynin arka tarafına ulaştırılır. Göz duyusu; ışık, şekil, renk, hareket ve derinlik gibi çok çeşitli özelliklerin toplamıdır.

Görme duyusunun gelişmesi, doğumdan sonra altı yaşına kadar devam eder. Doğumda, iki göz arasındaki denge herhangi bir nedenle bozulmuş ise bir göz, beyin tarafından tercih edilip, diğer göz atıl kapasite ile kullanılır. Düşük kapasite ile kullanılan gözün, görme yeteneği azalır ve göz tembelliği oluşur.

Gözün hastalıkları kalıtım ile geçen, mikrobik, çeşitli kazalar ve mekanik birçok nedenlerle ortaya çıkabilir.

Ülkemizde aile içi evlilikler, çocukluk çağı körlüklerinde başta gelen sebeptir. Geri kalmış ülkelerde trahom gibi mikrobik ve A vitamini eksikliği gibi beslenme bozukluğu, başlıca körlüklere yol açar. Göz iç ortamının şeffaflığı ve basıncının dengesi korunduğunda göz iyi çalışır.